“Milletin istiklalini, yine milletin azîm ve kararı kurtaracaktır” anlayışıyla yürütülen Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlandırılmasının ardından, bir milletin yeniden dirilişinin simgesi olarak hayat bulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun 93’ncü yıl dönümünü büyük bir coşku, heyecan ve kıvançla kutluyoruz.
1919'lu yılların şartları içinde milletimizin, etrafını saran ateş çemberini kırdığı, adım adım büyüyen kurtuluş azmi ile kademe kademe güçlenen diriliş aşkı sonucunda duvarlarını ördüğü, millî mücadelemizin eseri olan Cumhuriyetimiz, “Türkiye Cumhuriyeti”, emperyalizmin tüm tuzaklarını, içeriden ve dışarıdan yapılarını, uzantılarını o gün bozmuş, bugün de bozguna uğratmaya devam etmektedir.
Aziz milletimiz, Cumhuriyet'e bağımsızlık ruhunu iliştirmiş, uzak geleceğe dair umut ve özlemlerini bağlamıştır. Cumhurun bizzat egemenliği devralması geçtiğimiz yüzyılın en mühim stratejik şahlanışı, en kayda değer tarihî silkinişi olarak millî hafızamızda ve dünyanın hafızasındaki yerini almıştır. Türkiye Cumhuriyeti, yalnızca düşman unsurlara karşı kazanılmış zaferlerin mahsûlü değildir. Bunun yanında işbirlikçilere, manda ve himâye arzusu taşıyan çevrelere, geleceği yabancıların boyunduruğu altında gören teslimiyetçi odaklara da tarihî bir cevap, millî bir duruş olarak ibrâ ve ilân edilmiştir. Ne var ki bu teslimiyetçi kuşağın tortusu ve torunları, 93 yıl sonra bugün tekrar şanslarını denemek, bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti'nin surlarında gedik açmak, Cumhuriyet'in çatısını yıkmak, millî devletin temel gücü olan millî iradeyi yok etmek üzere ihanet planlarını hevesle icrâya çalışmaktadır.
Etnik ve dinî tüm ayrılıkların reddedildiği, her bir vatandaşımızın fikrî hürriyetini, toplumsal dayanışma ülküsüyle bütünleştirdiği böyle durumlarda milletimiz:
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım”
Diyerek sergilediği duruşla özellikle 15 Temmuz’da büyük devlet ve büyük millet oluşunun altını, bir kez daha çizmiştir.
Bir yönetim biçimi olmanın ötesinde bir aydınlanma ve çağdaşlaşma tasarımı olan ve pek çok topluma ilham kaynağı olan Cumhuriyetimizin ilke ve kazanımlarına bağlı olma bilinci ve anlayışla çalışmalarına yön veren Atatürk Üniversitesi, nitelikli akademik varlığı ile dün olduğu gibi bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, bayraklaşan vatan topraklarına, millî iradeye, millî birlik ve beraberliğimize, egemenlik ve bağımsızlığımıza yönelecek her türlü tehdit ve tehlikeye karşı millî kültürümüz ve bilimin aydınlığından güç alarak azim ve kararlılıkla mücadele edecek, Gazi Mustafa Kemal’in veciz bir şekilde ifade ettiği “muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma” mücadelesinde kendisinden bekleneni daima yapacaktır.
Türkiyemizin, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına, 2023 hedeflerine ulaşmış, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi en üst seviyeye çıkarmış olarak girmesi temennisiyle bu anlamlı yıl dönümünde, mensuplarımızın, ilimizin, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramını kutluyor, bu vesile ile Cumhuriyetimizin bânisi Mustafa Kemal Atatürk’ü, yol ve silah arkadaşlarını, rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Cumhuriyete giden yola hayatlarını adamış; 93 yıllık Cumhuriyet tarihimiz boyunca vatan savunması için canlarını fedâ etmiş, tüm Aziz şehitlerimizi ve bu vesile ile 15 Temmuz şehitlerini rahmetle yâd ediyor, gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyorum.
Prof. Dr. Ömer ÇOMAKLI
Atatürk Üniversitesi Rektörü