Kadın hak ve hürriyetleri ile yaşam koşullarının bir türlü iyileştirilemediği günümüz dünyasında “Dünya Kadınlar Günü” diye bir kavramdan söz etmek, bu alanda oluşması muhtemel bir farkındalıktan ötürü hem çok önemli, hem de anlamlıdır.
Eski zamanlardan beri süregelen, ama özellikle modern yaşamla birlikte daha da büyüyen kadın sorunları, kuşkusuz sadece ülkemiz için değil, tüm bir insanlık için büyük bir açmazdır. Ne yazık ki, günümüz kadın sorunlarını ayrımcılık, ötekileştirme, dışlama, hor ve hakir görme gibi temel insan haklarını ilgilendiren kavramlarla açıklamamız mümkündür.
Bu kavramlar her ne kadar sosyo-ekonomik ve siyasal bağlamlı sorunları simgeliyor olsa da, nihayetinde dayandıkları temel odak “eğitim” konusudur. Unutulmamalıdır ki, eğitimin olmadığı bir yerde ne insan haklarından, ne de kadın haklarından bahsedilebilir. Eğitim mutlu ve refah dolu bir yaşamın anahtarıdır. Sadece güçsüzün yaşam koşullarını ve fırsatlarını iyileştirmesine yardımcı olmaz, aynı zamanda güçlüyü de gücünü denetimli kullanmasına ve insan hak ve hürriyetleri temeline dayandırmasına yönlendirir.
Bu itibarla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün salt kadın haklarına değil, bununla birlikte eğitim sorununa da projeksiyon tuttuğunu söylemek isterim.
Umulur ki çok geçmeden, başta yaşadığımız coğrafya olmak üzere, tüm dünya üzerinde eğitim seviyesi arzulanan noktaya ulaşır ve bununla insanlığın kanayan yarası halinde olan kadın hakları ihlalleri en aza iner.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün ifade ettiği anlamın sadece o günle sınırlı kalmaması temennisiyle, başta Atatürk Üniversitesinin çok değerli kadın çalışanlarını ve öğrencilerini, ayrıca dünya üzerindeki tüm kadınları içtenlikle kutluyor, hak ve hürriyetleri ile yaşam koşullarının bir an önce iyileştirilmesi dileklerimi sunarım.
Prof. Dr. Hikmet KOÇAK
REKTÖR