Türkiye’de sadece birkaç sağlık merkezinde bulunan ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde tek olan Galyum-68 PET/CT görüntüleme ve lütesyum tedavi ünitesi hizmete girdi.
Açılışta, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Gündoğdu, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Fatih Albayrak, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Levent ve öğretim görevlileri hazır bulundu.
Açılışta konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, hastalık ve tedavi sürecinde hekimlerin uzmanlık ve becerilerinin öneminin tartışılamaz olduğunu belirterek, hem hasta hem de hekimin avantajına sunulan ileri teknolojik uygulamaların, tıp alanında son yıllarda hızlı bir gelişme gösterdiğini söyledi.
Tıp Bilgisi Gün Geçtikçe Zenginleşmektedir
Özellikle görüntüleme teknolojilerinde yaşanan değişimlerle, ölçüm ve görüntüleme yöntemlerinin, test, analiz ve inceleme cihazlarının hızla gelişmekte ve çoğalmakta olduğunun altını çizen Rektör Çomaklı, “Tıp bilgisi gün geçtikçe zenginleşmektedir. Son yıllarda hem tümör hücresinin görüntülenebilmesine hem de tedavinin geliştirilmesine imkân tanıyan akıllı moleküler, bu önemli gelişmelerden bir tanesidir. Bugün bu yeniliklerden birisi olan ve ülkemizde sadece birkaç merkezde bulunan, Doğu Anadolu’da ilk olarak Üniversitemizde hizmete girecek olan Galyum-68 PET\CT görüntüleme ve lütesyum tedavi ünitesini açmak üzere buradayız.
Geleneksel yöntemlerle tanı konması güç olabilen prostat, akciğer gibi birçok kanser vakasının tanısı ve hastalık evresinin değerlendirilmesi sürecinde GA-68 Peptid Reseptör PET\CT son yıllarda çığır açan bir gelişmedir. Oldukça etkili ve seçkin bir görüntüleme yöntemi olan GA-68 PEPTİD RESEPTÖR PET\CT sayesinde cerrahi tedavi şansı olmayan ve metastaz yapmış kanser vakaları tedavi edilebilecektir” şeklinde konuştu.
Teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak tıpta da yeni gelişmelerin yaşandığını ifade eden Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Şahin, özellikle kanser hücresinin antijen-antikor bölümüne yapışabilen akıllı moleküler üretildiğini söyledi. Başkan Şahin: “Bu molekülere radyoaktif maddeyi bağlayarak damardan veriyoruz. Bu da gidip kanser hücresini tutuyor. Böylelikle hem kanser hücresinin görüntülemesini yapabiliyor, hem de radyoaktif maddeyle ölmesini sağlıyoruz. Yani tedavisi yapılmış oluyor.
Tedavi sürecinin, deneyimli sağlık personeli, hemşire ve uzman hekimler gözetiminde gerçekleştirildiğini de belirten Şahin, bu konudaki teşviklerinden, maddi ve manevi yardımlarımdan dolayı rektörümüze teşekkür ediyorum” dedi.
BASIN MERKEZİ