Türkiye’nin ilk EXPO’su Antalya’da 22 Nisan Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun katılımları ile resmen açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun açılışına yaptığı ve 52 ülkenin katıldığı EXPO 2016 Antalya’yı 8 milyon kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "EXPO 2016 Antalya'nın hazırlıklarını büyük bir itina ve hassasiyetle yürüttük. Başından beri bu projeyi milli bir proje olarak gördük, çalışmaları bu anlayışla gerçekleştirdik. EXPO 2016 sadece Antalya'nın değil, tüm Türkiye'nin ortak iradesinin, kamu ve özel sektörümüzün iş birliğinin bir ürünüdür" dedi. EXPO 216 Antalya’nın resmi açılış töreni EXPO Kongre Merkezi’ndeki konuşmaların ardından alandaki görsel şovla devam etti.
EXPO 2016 Antalya Uluslararası Bahçecilik Sergisi'nin bölge ve katılımcı ülkeler için hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, serginin uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği ve Uluslararası Sergiler Bürosu’yla ortak düzenlediğini anımsatarak, her iki örgüte de katkıları ve gösterdikleri iş birliği için teşekkürlerini iletti.
Atatürk Üniversitesi’nin himayesinde hayata geçirilen Erzurum Bahçesi Erzurum’un doğası, somut ve somut olmayan kültürel mirası ile üniversite yaşamı hakkında değerlerin paylaşıldığı bir platform olarak 520 m2’lik alanda yer alıyor. Erzurum Bahçesi Direktörü Prof. Dr. Faris Karahan, Erzurum Bahçesi’nin İstanbul, Kazakistan ve Rusya bahçeleri ile aynı kavşakta yer aldığını ve komşularının ise Antalya, Malatya ve Hatay olduğunu belirtirken, bahçenin genel özelliklerini ise şöyle sıraladı. Erzurum Bahçesi, giriş bölümü Türk Dünyasının sembollerinden Çift Başlı Kartal ve Çifte Minareli Medrese, iç avlusu Palandöken Dağları, Osmanlı Çeşmesi ve Atatürk Üniversitesi’nin 60. Yılını sembolize eden zeytin ağacı ve yeşil alanın Kafkasya Ekolojik Bölgesinin doğal ağaç türlerinden bir koleksiyon ile oluşturulmuştur.
Erzurum Bahçesi’nin ana teması Eski Mısır, Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa arasındaki gelenekselden modernizme geçiş üzerine kurulmuştur. Burada Eski Mısır, Anadolu Selçuklu, Osmanlı ve Modern Avrupa’dan mimari ve peyzaj yansımaları yer almaktadır.
EXPO 2016 Antalya Sergi Alanı ziyaretçileri Palandöken Dağlarını Eski Mısır’ın ve Eski Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Giza Piramitlerinden esinlenerek stilize edilmiş bir piramidin üzerine dikey bahçe uygulaması ile geçmişten günümüze mimari ve peyzaj sanatındaki geleneksel ve yenilikçi geçişleri bulabileceklerdir. Piramidin yüzeyinde kullanılan türler iklim değişikliğine uyumu ve kurakçıl peyzaja geçişi temsil etmektedir.
Çifte Minareli Medrese ve Çeşme bir yandan Erzurum Bahçesinin Türk-İslam Sanatı Sentezine vurgu yaparken diğer taraftan da Erzurum ilinin Kafkasya ülkelerine Anadolu’nun açılan Kapısı imajını güçlendirmektedir.
Kar Küresi ise Palandöken Dağlarının kış yüzünün Antalya’ya taşınması ve Erzurum Bahçesi’ne olan ilgiyi canlı tutmaya yönelik bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.
Atatürk Üniversitesi’nin 60.yılı anısına dikilen zeytin ağacı, hem barış, dostluk ve kardeşliği hem de kuzeydoğudaki Akdeniz olarak değerlendirilen ve Kafkasya Ekolojik Bölgesi’nin batı ucunda yer alan Çoruh Vadisinde doğal olarak yetişmesinden yola çıkarak Antalya’da sürekli yaşayabilecek bir tür olarak seçilmiştir.
Erzurum Bahçesi dört ana projeye ev sahipliği yapmaktadır. Bunlar: (1) Kafkasya Arboretumu, (2) Palandöken Çiçekleri, (3) DAPFEST Çocuk ve (4) 81 İlde Ailem Var projeleri olarak yer almaktadır. Erzurum Bahçesi ana ve yan temaları ile 23 Nisan-30 Ekim tarihleri arasında 191 gün boyunca Erzurum ili ve uygulanacak projelerin yapısı nedeniyle Kafkasya, Anadolu, Doğu Anadolu, Erzurum ve Palandöken Dağlarının doğası ve kültürünü yansıtacak her türlü faaliyet, program ve projeye ev sahipliği yapmak üzere geliştirilmiştir.
Erzurum Bahçesi’nin doğduğu Erzurum köklü tarihi geçmişi ile Türk-İslam medeniyeti ve coğrafyasının çeşitli nişlerini taşımakta ve yaşatmaktadır. Doğu Anadolu'nun en büyük kenti olan Erzurum'un MÖ 4900 yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir. Erzurum'u da içine alan bölge tarih boyunca Urartular, Kimmerler, İskitler, Medler, Persler, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Selçuklular, Bizanslılar, Sasaniler, Moğollar, İlhanlılar ve Safeviler gibi çok çeşitli kavim ve milletler tarafından idare edilmiştir. 1514 yılında şehir ve çevresini fetheden Osmanlılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1923 yılına kadar bu topraklarda hüküm sürmüşlerdir. Milli mücadele, milli birlik ve bağımsızlık hareketinin temelinin atıldığı Kongre 23 Temmuz 1919’da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında Erzurum'da toplamıştır.
Erzurum Bahçesi girişinde kullanılan Çift Başlı Kartal; Avrasya bölgesinde farklı kültürler tarafından benimsenmiş tarihsel bir figürdür. Çift başlı kartal güç ve kudretin, doğunun ve batının hâkimiyetini sembolize etmektedir. Çift Başlı Kartal Orta Asya’da nazarlık, tılsım, aydınlık ve güneş sembolü olarak işlenir. Sikkeler üzerinde ise bazı hükümdarlar arma-sembol, diğer bir kısım hükümdar ise hükmetme gücünü destekleyen, pekiştiren bir motif olarak kullanılmıştır. Artuklu sikkelerinde ve Anadolu’daki Selçuklu yapılarında kullanılan çift kartal simgesi surlarda, cami ve medreselerde, saraylarda; koruyucu ve hakimiyet sembolü olarak ve kötü güçlerden koruyucu olarak sembolize edilmiştir.
Erzurum Bahçesi’nin sembol anıtsal yapısı olarak “Çifte Minareli Medrese” Erzurum kentinde tarihi çevre dokusu içerisinde yer almaktadır. Çifte Minareli Medrese’nin 13. yüzyıl eseri olduğu bilinmektedir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde 17.yüzyılda IV. Murad tarafından tamir edilerek top imalathanesi haline getirilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise bir süre müze olarak kullanılmıştır. Çifte Minareli Medrese 35 x 48m boyutlarıyla Anadolu’nun en büyük Selçuklu anıtsal yapıtıdır. EXPO 2016 Antalya sergi alanında Erzurum Bahçesi’nde Çifte Minareli Medresenin yalnızca ön cephe ve giriş kapısına yer verilmiştir. Erzurum’un tarihi yüzü ve şehrin simgesi haline gelen Çifte Minareli Medrese, şehre gelen yerli ve yabancı turistlerin en önemli uğrak yerleri arasında bulunmaktadır.
Erzurum Bahçesi’nde yer verilen Osmanlı Çeşmesi Türk-İslam Sanatının suya verdiği önemi yansıtmaktadır. Osmanlılar döneminde çeşmeler genellikle cami, mescit, medrese, mektep, çarşı, pazar, meydan, han, hamam, saray ve hanelerin içerisinde toplumun yararına sunulduğu bilinmektedir.
Erzurum Bahçesi 191 gün boyunca Erzurum’un 2012’den beri T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı desteği ile başlatılan DAPFEST in doğa ve macera sporları yönü ile tanıtılarak potansiyel olarak Narman Peribacaları, Çoruh Nehri, Hınıs Kanyonları, Tortum Gölü, Tortum Şelalesi gibi doğal kaynak değerlerinin ulusal ve uluslararası alanda tanıtılması ve bir marka değeri olarak kazandırılmasına da ev sahipliği yapacaktır.
BASIN MERKEZİ