Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi, günümüzün en büyük bilgi kirliliği sorunlarından biri olan dezenformasyon konusuna dikkat çekmek amacıyla önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş'ın konuşmacı olarak katıldığı "Bilişim Çağında Dezenformasyon" konulu söyleşi, İletişim Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Programa Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun yanı sıra İletişim Başkanlığı Erzurum Bölge Müdürü Recep Küçükece, Basın İlan Kurumu (BİK) Erzurum Şube Müdürü Tahsin Şahin, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raci Taşcıoğlu, akademisyenler ve öğrenciler katılım gösterdi.
"Gerçek ile Yalanın İç İçe Geçtiği Bir Çağdayız"
Söyleşinin açılış konuşmasını yapan İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dezenformasyonla Mücadele Kulübü Başkanı Doç. Dr. Aslı Köseoğlu, günümüzde bilginin hızla yayılmasının yanı sıra bilgi kirliliğinin de büyük bir tehdit unsuru haline geldiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: "Gerçek ile yalanın iç içe geçtiği, manipülatif bilgilerin hızla yayıldığı bir dönemdeyiz. Dezenformasyon, yalnızca bireyleri değil; toplumu, demokrasiyi ve ulusal güvenliği de tehdit eden bir olgu haline gelmiştir. Bu nedenle doğru bilgiye ulaşma konusunda bilinçli bireyler yetiştirmek hepimizin sorumluluğudur."
Köseoğlu, İletişim Fakültesi bünyesinde kurulan Dezenformasyonla Mücadele Kulübünün bu konudaki çalışmalarını anlatarak, kulübün medya okuryazarlığını teşvik eden, doğru bilgiye ulaşmayı hedefleyen bir öğrenci topluluğu olarak faaliyet gösterdiğini belirtti.
“Dezenformasyonla Mücadelede Akademinin Rolü”
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raci Taşcıoğlu, dezenformasyonun günümüz iletişim ortamında ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Dijitalleşmenin hız kazandığı bir çağda, bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolaylaşmış durumda. Ancak bu durum, yanlış bilgilerin de hızla yayılmasına neden oluyor. Dezenformasyon, bireylerin algılarını manipüle ederek toplumsal huzursuzluklara ve bilgi kirliliğine yol açıyor. Bu nedenle, özellikle iletişim fakülteleri olarak öğrencilerimizi medya okuryazarlığı konusunda bilinçlendirmek, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek ve doğru bilgiye ulaşma yollarını öğretmek en büyük sorumluluklarımızdan biridir. Dezenformasyonla mücadelede akademik çalışmaların ve bilinçlendirme etkinliklerinin büyük bir öneme sahip olduğuna inanıyor, bu alanda yapılan her türlü girişimi destekliyoruz."
"Bilgiye Erişim Kolaylaştı, Dezenformasyon da Arttı"
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu da yaptığı konuşmada dezenformasyonun bireyler ve toplum üzerindeki etkilerine değinerek şunları söyledi: "Günümüzde bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolay. Ancak bu kolaylık, beraberinde ciddi bir sorun olan dezenformasyonu da getirdi. Dezenformasyon, kişilerin ya da grupların kasıtlı olarak yaydığı yanlış bilgilerdir. Bu durum toplumsal huzursuzluklara neden olabileceği gibi, bireylerin yanlış yönlendirilmesine, hatta ulusal güvenlik tehditlerine dahi yol açabilir. Dolayısıyla hepimizin bu konuda duyarlı olması gerekiyor."
Hacımüftüoğlu, üniversitelerin ve iletişim fakültelerinin dezenformasyonla mücadelede önemli bir misyon üstlendiğini belirterek, medya okuryazarlığını artırmanın ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmenin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Dezenformasyonun Tehlikelerine Dikkat Çekildi
Söyleşide konuşan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş, dezenformasyonun nasıl yayıldığını, kimler tarafından ve hangi amaçlarla kullanıldığını detaylı bir şekilde ele aldı.
Bilişim çağında yanlış bilgilerin sosyal medya platformları aracılığıyla çok hızlı bir şekilde yayıldığını belirten Kardaş, şunları söyledi: "Bugün dezenformasyon, yalnızca bireyleri değil, toplumları yönlendirmek ve ülkeleri etkilemek amacıyla da kullanılabilen bir güç haline gelmiştir. Bilhassa sosyal medyada hızla yayılan yanlış haberler, bireylerin algılarını şekillendirerek toplumsal kutuplaşmalara neden olabilmektedir. Bu nedenle, medya okuryazarlığını geliştirmek, bilgiyi doğrulama alışkanlığı kazanmak ve manipülatif içeriklere karşı bilinçlenmek büyük önem taşımaktadır."
Konferansın sonunda katılımcılar, dezenformasyonun önlenmesine yönelik atılması gereken adımları tartışarak konuya ilişkin sorularını yöneltti. Program, günümüzün en büyük sorunlarından biri olan dezenformasyonla mücadelede toplumsal farkındalığın artırılması adına önemli bir adım olarak değerlendirildi.
KURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRLÜĞÜ – 14.03.2025