Atatürk Üniversitesi ve Erzurum Büyükşehir Belediyesi ortaklığında, ESRUC çatısı altında, UNESCO logolu ‘İpek Yolu Ülkelerinin Kültür Diyaloğu Uluslararası Sempozyumu’ açılışı Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
İki gün sürecek olan sempozyuma yurt içi ve yurt dışından çok sayıda akademisyen katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Erzurum’un İpek Yolu üzerinde kurulan tarihi bir şehir olduğuna hatırlatarak, doğu ile batıyı, kuzey ve güneyi birleştiren, hem Karadeniz’e hem de Avrupa’ya açılan kavşak bir noktada kurulmuş bir merkez olduğunu ifade etti.
İpek Yolu’nun Çin’den Avrupa’ya, kuzeyden güneye kervanların geçtiği bir yol olduğunu belirten Koçak, İpek Yolu üzerindeki şehirler ve devletlerle ticaret yaparken halklar arasındaki kültürel değişimi ve aralarındaki etkileşimi sağlamış olan yerler olduğunu söyledi.
Rektör Koçak, eğitimin, kültürel değişimin ve medeniyetin bir bütün olduğu düşünüldüğünde eğitim yuvası olan üniversitelerin de bu bütünün bir parçası olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
İpek Yolu Üniversiteler Birliği hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Hikmet Koçak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Avrasya İpek Yolu Üniversiteler Birliği, Malezya’dan Fransa’ya, Moğolistan’dan Yemen’e kadar uzanan 30 ülkeden 150 üniversitenin ortak olduğu, hem deniz yollarını hem de kara yollarını ihtiva eden bir topluluk haline geldi.
Biz bu projeyle üzeri tozlanmış olan İpek Yolu’ndaki medeniyet ve eğitim etkileşimini yeniden gündeme almak ve üniversiteler aracılığıyla ülkeler arasındaki iş birliklerini artırmayı amaçladık. Ortak projeler, öğretim üyesi değişimi, yüksek lisans programları açmak en önemli projelerimizden bazılarıydı. Yaptığımız çalışmalar her yıl yayınladık ve güzel sonuçlar aldık. İnşallah bundan sonrada devam edecek. Ayrıca sempozyumda emeği geçen Edebiyat Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı bölüm başkanına ve ekibine de teşekkür ediyorum” dedi.
Programda konuşan Çin Büyükelçisi Hongyang Liu, Erzurum’a gelmekten, Atatürk Üniversitesi’nde bulunmaktan ve bu sempozyuma katılmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, kültürel diyalog programı kurduğu için Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak’a teşekkür etti.
Hongyang Liu: “Tarihi bin yıl öncesine dayanan İpek Yolu, Çin ve Türkiye gibi iki uzak ülkeyi birbirine bağlamıştır. İpek Yolu ayrıca kültürlerin ve medeniyetlerin kesiştiği yoldur. 2010 yılında Çin ve Türkiye arasında stratejik iş birliği ilişkisi kuruldu. Bu süreçten sonra iki ülke arasındaki kültürel değişimler daha da çoğalmaktadır ve iş birliklerindeki parlak noktalar artacaktır. Geçtiğimiz sene Türkiye’ye gelen Çinli turist sayısında büyük artış yaşandı. Bir önceki döneme göre yüzde 57 oranında büyüyerek 310 bin kişiyi aşmıştır. Çinliler git gide Türkiye’nin güzel manzarasına, lezzetli yemeklerine ve aynı zamanda Türkiye’nin gelenek ve göreneklerine ilgi duymaya başladı” dedi.
İpek Yolu’nun tarihin en eski ve büyük ticaret yollarından biri olduğunu söyleyen Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, ayrıca yer kürenin en eski ve en renkli karayolu olduğunu ifade etti.
İpek Yolu’nun doğu batı etkileşiminin sağlanmasında büyük rol üstlendiğini vurgulayan Sekmen şöyle konuştu: “İpek Yolu, farklı medeniyet, kültür, dil ve dine sahip milletleri birbirine bağlamıştır. Doğudan batıya doğru gelişen bu ticaret, tarihsel süreçte aynı zamanda bir kültür yoludur. Dünya ticaretinin şah damarı olan bu yoldaki ülkeler olarak bize düşen görev ticari ve ekonomik ortaklıkları güçlendirmek, projelendirmek ve kültürel birlikteliğimizi daha güçlü kılmaktır. İpek Yolu’nun üzerindeki bu önemli hatta bulunan coğrafyaların kültürel zenginliklerini ve tarihi birlikteliklerini korumanın yolu, aynı zamanda da eğitimden geçmektedir. Erzurum’da bulunan 2 binin üzerindeki yabancı öğrencilerimiz, İpek Yolu ülkelerinin aynı zamanda eğitim ve kültür elçileridir” dedi.
Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ise İpek Yolu’nun sadece ticaret açısından değil, kültürel ve insani yönden de önemli olduğunu belirterek, 2 bin yıllık süreç içerisine İpek Yolu’nun kültürler arası diyaloğu, insanlar arasındaki sevgiyi ve saygıyı, toplumlardan toplumlara geçişini sağladığını ifade etti. Taşkesenlioğlu: “Ticaret aynı zamanda bir uzlaşı kültürüdür. İşte bu uzlaşı kültürüyle beraber, İpek Yolu’nun geçtiği her güzergâhta toplumlar diğer kültürlerle etkileşim içinde bulunarak daha zengin, daha geniş, yeni kültürel donanımlarla bizim bu durumunuzu şekillendirmiş oldular. Bizler de 21. yüzyılda yeni İpek Yollarını meydana getirmiş olacağız. Belki artık kervanlar develerin sırtında değil, uçaklarda oluyor. Ama aslında yeni kervanları kültürlerarası gerçekleştirmenin önünde hiçbir engel yok” şeklide konuştu.
Sempozyumun açılış konuşmalarının son kısmanda misafirlere seslenen Vali Ahmet Altıparmak ise İpek Yolu sayesinde, insanlığın başta ticaret yoluyla etkileşiminden sonra kültür, sanat, edebiyat gibi ilişkilerin de geliştiğini, dostlukların ve kardeşliklerin de ardından geldiğini söyledi. Altıparmak: “Ticaret hakikaten önemliydi ama daha sonra bu yol denize kaydı. Ama bunun kaymış olması yeni dönemde yeni bir açılış sağlamayacağı anlamına gelmez. Uçağın da dışında hızlı trenin de ticaret alanında devreye girmesi lazım. Örneğin Pekin’den hareket eden bir hızlı trenin önemli şehirleri takip ederek İstanbul’a kadar gelmesi muhteşem bir şey olur. Elbette ki Çin’in nüfusu bizlere göre çok fazla. Ama her şeyden önce bölgelerin nüfus boyutu bir tarafa, ülkeler arasındaki ticareti daha da güçlendirmenin yollarını aramamız lazım. Özel günlerde de kültürel ilişkilerin güçlendirilmesi gerekir” şeklinde konuştu.
Sempozyumun ardından ise yabancı akademisyenler, Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak’ı makamında ziyaret etti.
BASIN MERKEZİ