Bağımsız kurullarca, belli bir kalite standardı doğrultusunda verilen eğitimin ölçüsünü göstermek amacıyla kullanılan akreditasyon sürecine Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesiyle birlikte ağırlık veren Atatürk Üniversitesi, akreditasyon süreçlerini başarıyla yürütüyor.
Bu kapsamda, üniversitedeki eğitim kalitesinin artırılması ve akreditasyonunda programlara rehberlik yapması amacıyla kurulan Önlisans ve Lisans Eğitim Koordinatörlüğü ile Kalite Koordinatörlüğünün araştırmaları ve çalışmaları sonucunda Türkiye çapında önemli bir başarı elde eden Atatürk Üniversitesi, programları akredite olan üniversiteler sıralamasında liderliğe yükseldi.
Türkiye’deki toplam 208 üniversite arasında birinci sıraya yerleşen Atatürk Üniversitesi, 129 devlet üniversitesi, 23 araştırma üniversitesi ve 53 kurumsal akreditasyon alan üniversite arasında toplamda 55 programı akredite olan Atatürk Üniversitesi, en fazla programı akredite olan üniversite olarak adını zirveye yazdırdı.
31 Programın Değerlendirme Süreci Devam Ediyor
2019 yılında sadece 7 lisans programı akredite olup onların da 2020 yılında akreditasyon süreleri bitmişken, kurulan bu birimler öncülüğünde 2020 yılında 40, 2021 yılında ise 23 programın akreditasyon dosyası hazırlandı. Akreditasyon kuruluşlarının bazı programlara sayı kotası koyması ya da ilgili akreditasyon kuruluşlarının bazı programlarda müracaat almamasından dolayı 2021 yılında 30 program, 2022 yılında 33 program akreditasyon başvurusunda bulundu. 2023 yılının sonunda toplamda 53, Mart 2024 tarihi itibariyle de 55 programı akredite olan Atatürk Üniversitesinde, 31 programın ise değerlendirme süreci devam ediyor.
Seminerler ve Rehberlik Hizmeti ile Akademisyenler Bilgilendirildi
Akreditasyona başvuracak programların yöneticisi ve akademik personeline “Akreditasyon nedir, nereden başlanır ve ne yapılması gerekir?” Konularında seminerler verilen ve gerekli olan rehberlik hizmeti sunulan Atatürk Üniversitesinde, akreditasyon kuruluşlarının fakültelerdeki saha ziyareti esnasında koordinatörlük ve rektörlük her zaman hazır bulunurken, ihtiyaç duydukları alanlarda gerekli destekler de verildi. Ayrıca Atatürk Üniversitesinin kalite anlayışının iyileştirilmesi için “Kalite Eylem Planı” hazırlandı. Bu eylem planı, akreditasyon ve kalite çalışmalarını etkin bir şekilde yapmaya çalışan birimler için önemli bir yol haritası teşkil etti. Kalite eylem planının hayata geçirilmesi için akademik birimler tarafından kalite komisyonları oluşturuldu.
Rektör Çomaklı: “Üniversitemiz 208 Üniversite Arasında 1. Sırada”
Konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, üniversitelerin vermiş oldukları eğitimi göstermek amacıyla, ulusal ve uluslararası çapta bağımsız kurumlardan almış olduğu kalite belgesi olarak tanımlanan akreditasyonun Atatürk Üniversitesinde bir kültür haline geldiğini söyledi. Göreve geldikleri günden itibaren başlayan Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi doğrultusunda yapılan çalışmaların kısa zamanda karşılık bulduğunu aktaran Rektör Çomaklı bu çalışmalar neticesinde: “YÖKAK tarafından tescillenen veya YÖKAK’ın tanıdığı akreditasyon kuruluşlarınca üniversitelerin akredite program sayıları karşılaştırıldığında üniversitemiz; toplam 208 üniversite arasında birinci olduğu gibi, 129 devlet üniversitesi, 23 araştırma üniversitesi ve kurumsal akreditasyon alan 53 üniversite arasında da 1. sırada yer alarak önemli bir başarıya imza attı. Elde edilen bu başarıların ardından üniversitemizin, sahip olduğu akreditasyon ve kalite politikası ile 2024 yılında Türkiye’deki üniversiteler arasında lisans düzeyinde en fazla program akreditasyonuna sahip olan üniversite unvanını alma hedefimizi gerçekleştirdik” dedi.
“Reform Niteliğindeki Dönüşüm, Başarıyı da Beraberinde Getirdi”
Kısa sürede gerçekleşen reform niteliğindeki tarihi dönüşüm ile 4 yıl içerisinde akredite program sayısının 55’e çıktığına vurgu yapan Çomaklı: “Üniversitemizin akreditasyon yolculuğundaki bu başarıya ulaşmasında koordinatörlük, dekan, program yöneticileri, akademik ve idari personelin bu işe sahip çıkması, inanması, içselleştirmesi, heyecanı ve takım çalışması büyük rol oynamıştır. Bu düşüncelerle, üniversitemizi hem ulusal hem de uluslararası bilim dünyasında daha rekabetçi bir konuma taşıyan tüm mensuplarımıza teşekkür ediyor, nice başarılara hep birlikte imza atacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.
KURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRLÜĞÜ – 06.03.2024