Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs (Covid-19) sebebiyle etkinliklerine ara veren Atatürk Üniversitesi, gerekli tüm tedbirlerin alınmasının ardından düzenlediği “Tıp Eğitimi Değerlendirme, Yenileşim ve Gelişim Çalıştayı”nda Tıp Fakültesinin gelecek planlamasını ele aldı.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinin 1962 yılından bugüne; eğitim, araştırma, sağlık hizmeti sunumu alanında ülke yükseköğretiminin en köklü fakültelerinden birisi olduğunu ifade ederek programın açılış konuşmasına başlayan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Albayrak, sadece Erzurum iline değil aynı zamanda bölgesine üst düzey sağlık hizmeti sunan Tıp Fakültesinin, eğitim ve araştırma alanlarında ise öncülük yaptığını belirtti.
2009 yılında açılan İngilizce Tıp Programı ile de 30’u aşkın farklı ulustan öğrencisiyle fakültenin etki gücünü daha da artırdığını belirten Prof. Dr. Albayrak: “Yeni Nesil Üniversite vizyonu ile çalışmalarını sürdüren Atatürk Üniversitesi, ülkemiz yükseköğretimine önemli katkılar sağlamakta ve “Ortak Akıl Arayışını” ön planda tutmaktadır. Bu kapsamda fakültemizin; yetkinlik ve yeterliliğinden zayıf ve güçlü yönlerine, karşılaştığı güçlüklerden çalışma arkadaşlarımızın beklenti ve önerilerine kadar birçok konu başlığının ele alınacağı “Atatürk Üniversitesi Tıp Eğitimi Değerlendirme, Yenileşim ve Gelişim Çalıştayı”nın fakültemize, üniversitemize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
“Yaşam Boyu Süren Bir Eğitim Modelinin Benimsenmesi Gerekiyor”
Temel amacının toplum sağlığını en üst düzeyde tutmak ve iyi hekimler yetiştirmek olan tıp eğitiminin fakültelerde alınan 6 yıllık bir süreçle tamamlanan bir eğitim olmadığını ifade ederek konuşmasına başlayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, küresel tehditler, yeni tedavi yöntem ve teknikleri, insan ve toplum psikolojisinin önem kazanmasıyla disiplinlerarası çalışmaya yönelik her geçen gün duyulan ihtiyaç, tıp eğitiminde yaşam boyu süren bir eğitim modelinin benimsenmesini gerekli kıldığını dile getirdi.
“İnsan ve Toplum Odaklı Yeni Yöntemler Geliştirilmeli”
Tıp eğitiminde klasik eğitim modellerinin terkedilmesinin de başka bir gereklilik olduğunu vurgulayan Rektör Çomaklı: “Sadece teknik ve mesleki konulara odaklanan bir tıp eğitimi, giderek insanları sadece bir vaka olarak gören hekimler yetişmesine neden olacağından, tıp eğitiminde toplumun ihtiyaçlarına yönelik, insan ve toplum odaklı yeni paradigmalara ihtiyaç duyulduğu aşikârdır. Bu durum, yaşadığımız pandemi döneminde önemini çok daha net göstermiştir. Sağlık Bakanlığımızın salgınla mücadelede tüm dünyaya örnek olan politikaları göz önünde bulundurulduğunda psikoloji, sosyoloji, iletişim gibi bilim dallarının ne kadar yoğun biçimde kullanıldığını görmek mümkündür” dedi.
“Fakültemize İki Adet Simülasyon Eğitim Merkezi Kurduk”
Tıp fakültesinde eğitimi desteklemek ve güçlendirmek için önemli alt yapı yatırımlarının yanı sıra, son olarak, sağlık bilimleri alanında hatırı sayılır bir bütçeyle iki adet simülasyon eğitim merkezi kurulduğunu ifade eden Rektör Çomaklı: “Bu çerçevede yaşadığımız salgın sürecine yönelik hem bakanlığımızın politikalarının hem de uzaktan eğitim olanaklarının tıp eğitiminin geleceğinin konuşulduğu bu çalıştayda sizler için önemli referanslar olacağını düşünüyorum. Bu vesileyle tıp eğitimini konuşmak üzere konunun paydaşlarını bir araya getirerek, ortak akıl oluşturma vizyonuyla güzel bir diyalog ortamı oluşturan Tıp fakültesi dekanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, çalıştayın hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından çalıştay gündeminin görüşmesiyle devam eden program, konu başlıklarının müzakere edilmesiyle son buldu.
KURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRLÜĞÜ – 26.06.2020